“Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi”, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından kamuoyuna açıklanmıştır. Geçmiş yıllarda yapılan IMF programlarını anımsatan tasarruf paketi kapsamında, kamuda istihdamın sınırlandırılması ve kamuda çalışan…
“Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi”, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından kamuoyuna açıklanmıştır. Geçmiş yıllarda yapılan IMF programlarını anımsatan tasarruf paketi kapsamında, kamuda istihdamın sınırlandırılması ve kamuda çalışan emekçilerin haklarının tasarruf tedbirleri kapsamına alınmış olması dikkat çekicidir.
Açıklanan tasarruf paketine göre, üç yıl boyunca kamuda sadece emekli olanların sayısı kadar istihdam artışına gidilmesi planlanmaktadır. Bu durum özellikle eğitim alanı açısından son derece tehlikelidir. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerine göre, resmi öğretmen açığının 68 bin olduğu ve acil olarak en az 100 bin öğretmenin istihdam edilmesi gerektiği koşullarda alınan bu karar, eğitim öğretimin sağlıklı işlemesi açısından son derece yanlış bir uygulama olacaktır.
Yıllardır ekonomik tasarruf denildiği zaman eğitim, sağlık gibi temel kamu hizmetlerinin ve kamu istihdamının daraltılmasının gündeme getiriyor olması dikkat çekicidir. Kamu hizmetlerinde sık sık tasarruf gerekçesiyle kesintiye gidilirken, devlet bütçesi içinde önemli bir yer tutan müşteri garantili projelere harcanan milyarlar, son yıllarda belirgin şekilde artan Cumhurbaşkanlığı ve örtülü ödenek harcamaları, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kendi bütçesini aşan harcamaları, patronlara getirilen vergi ve prim avantajları gibi alanlara ilişkin hiçbir tedbirin alınmaması dikkat çekicidir.
Açıklanan tasarruf tedbirlerinin yeni okul, derslik ve yurt yapımını nasıl etkileyeceği, okul yapımı için gerekli kamulaştırma giderlerinde kesintiye gidilip gidilmeyeceği belli değildir. Kamusal eğitimin gereği olan kalemlerde kesintiye gidilmesi halinde bu durumun eğitim sistemi üzerinde telafisi güç sorunlar yaratması kaçınılmaz olacaktır. Kamusal eğitim, diğer tüm kamusal hizmetler gibi devletin birincil sorumluluğu altındadır. Bakanlığın yaptığı açıklamada yeni okul, yurt yapımına ilişkin herhangi bir açıklama yapılmamıştır.
Okul ve öğretmen gereksiniminin ülkenin en önemli sorunlarından birisi olmaya devam ettiği koşullarda önümüzdeki üç yıl boyunca sadece emekli olan öğretmen sayısı kadar öğretmen ataması yapılması kabul edilemez. Böyle bir adımın atılması demek, ataması yapılmayan öğretmen sayısının bir milyonun üzerine çıkması anlamına gelecektir. Ataması yapılmayan öğretmen arkadaşlarımız devlet okullarında güvencesiz, asgari ücretin dahi altında ücretlerle ya da özel okullarda esnek, düşük ücretlerde çalıştırılmakta, fabrikalarda, inşaatlarda iş cinayetlerinde yaşamını yitirmekte, geleceğe dair umutlarını kaybettikleri için yaşamlarına son vermektedirler. Tasarruf paketiyle getirilen istihdam sınırlamasının benzer sonuçlara neden olması kaçınılmaz olacaktır.
MEB, kamuda tasarruf tedbirleri kapsamında eğitim alanında yapılması planlanan bütçe kesintilerinin içeriği hakkında derhal açıklama yapmalıdır. Öğrenciler, veliler ve eğitim emekçileri kamuda tasarruf bahanesiyle eğitime ayrılan bütçeden kesintiye gidilmemesini, bütçenin eğitimin ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmasını talep etmektedir. Sendikamız söz konusu taleplerin takipçisi olmayı sürdürecektir.
Kamuda tasarruf tedbirlerinden sonuç alınması gerekiyorsa asıl tasarruf edilmesi gereken alanlar bellidir. Eğitim alanı başta olmak üzere kamu hizmetlerinin hiçbir alanında halkın günlük yaşamını olumsuz etkileyecek kısıtlamaya gidilmemelidir. Kamuda istihdam emekli sayısına göre değil, kamu hizmetlerinin gerektirdiği ihtiyaçlara göre belirlenmelidir.
Eğitim-İş Genel Merkezi