Günlük hengame içinde ya da manşet değeri olan gündemler arasında kaybolup giden kimi konular vardır. Vaktinde gerekli uyarılar yapılmazsa, neden olabileceği komplikasyonlar, telafisi güç sorunlara, yeni tartışmalara ve sonrasında da kaosa neden olur.
Gelelim meramımızı izhar etmeye!..
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından tasarruf tedbirleri açıklandığı hepimizin malumu. MEB, belli ki Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın tasarruf tedbirlerine uymak için kendince kimi kararlar almaya başladı. Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen 30 Nisan 2924 tarihli yazıdan da bunu anlıyoruz. Yazının içeriğine geçmeden bir gerçeğin altını çizmemiz sanırım doğru olacaktır:
Okullara, öğretmen kadrosu dışında devletin katkı sağla(ya)madığı herkesin mâlûmudur. Bu durumun-sair angaryalardan vakit kalırsa- en son okulların eğitimini yönetmek durumunda kalan okul müdürlerini, envâi çeşit çözümler üretmeye sevk ettiği de bilinen bir başka gerçektir.
Okul yöneticileri, temizlik ve güvenlik gibi temel ihtiyaçları karşılamak için yönetmelik ve soruşturma tehdidini goğüslemek pahasına kayıt zamanı bağış istemek dahil pek çok yola başvurmaktadır. Kantin, servis, spor salonu gibi dolaylı gelir getirici imkânları da olmasa okulların başkaca gelir kalemi de olmadığı ortadadır.
Şimdi sözün tam da burasında, MEB ‘in 30.04.2024 tarihinde gönderdiği yazıya dönelim:
Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen söz konusu yazıda, 08.01.2024 tarihinde mülkiyeti hazineye ait olan taşınmazların kiralanması için bakanlıklar arasında bir protokol imzalanmıştır.
Buna göre;
Kantin, yemekhane, çay ocağı, kafeterya, büfe vb” yerler hariç olmak üzere, açık alan, otopark, spor salonlarının kiralaması Destek Hizmetleri tarafından kiraya verilecek ve ücretleri Bakanlığa yatırılacak. Protokol kapsamında, gelirin %10’luk kısmı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na aktarılacak.
En fazla 10 yıllık olmak üzere, (3’er aylık, yıllık vb) okullara uygun olan saatlerde açık olabilecek şekilde kiraya verilebilecek olan bu yerlerin geliri, yazıdan anlaşıldığı kadarıyla-okulların dışında- herkese gelir kalemi olarak kurgulanmış gibi.
Davulu, okul müdürlerinin sırtına, tokmağı ise merkezî yönetime bırakan bu protokolün, mutlaka gözden geçirilmesi gerekmektedir. Okulların bünyesinde bulunan taşınmazlarla ilgili kiralamayı elbette İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve dolayısıyla bakanlık yapabilir. Bunda herhangi bir sakınca da yok. Ancak ,kantin vb yerlerin kiralanma işleminde var olan usulün bir benzerinin, spor salonu, otopark ve açık alan kiralamalarında da uygulanması pekâlâ mümkündür.
Bakanlığa -son söz olarak-şunu hatırlatmak isteriz:
Ya, okulların temizlik ve güvenlik dahil her türlü eksiğini-gediği, MEB tarafından karşılanmalı ya da okulların, kendi ürettikleri gelir kalemlerine -amiyane tabirle- el koymak anlamına gelen bu yanlıştan bir an önce dönülmelidir.
İdris Şekerci
EBS İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı