Ne mutlu bize 101 yıl sonra yine bugün Cumhuriyetle uyandık.
Tıpkı 29 Ekim 1923 teki gibi…
Aynı ruhla, aynı heyecanla, aynı şuurla…
Tam 101 yıl önce bugün bitmiş, tükenmiş denen bir millet Cumhuriyet ışığıyla aydınlandı.
Tam 101 yıl önce bugün bu Aziz Millet cumhuriyetle gelen özgürlüğün coşkusuyla, cumhuriyetin kokusunu duydu.
Mustafa Kemal Atatürk “Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız.” derken imkansızlıklar içinde verilen mücadelenin ve kararlığın büyüklüğünü ve meydan okuyuşu tarihe not düşmüştür..
Çünkü bütün dünyada emsali görülmeyen bir galibiyetin sahibi olanlar cebren ve hile ile aziz vatanımızın bütün kalelerini zapt etmiş, bütün tersanelerimize girmiş, bütün ordularımızı dağıtmış ve memleketimizin her köşesini bilfiil işgal etmişti.
İşte tam 101 yıl önce bugün ilan edilen cumhuriyetle Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da başlattığı Samsun yolculuğu zafere ulaşmış, Türk milleti için planlanan oyunlar bozulmuş, esaret zinciri kırılmıştır.
Tarih sayfasında silinmek istenen bir millet, cumhuriyetle hür sesini tüm dünyaya duyurmuş, milli iradesini ortaya koymuş ve ölümsüz bir destana imzasını atmıştır.
Bu yüzden cumhuriyet Türk Milletine emanet edilmiş vazgeçilemez bir değerdir.
İşte bu değer bizleri; ulusal bir devletin onurlu, özgürce düşünebilen, eşit haklara sahip birer ferdi aynı zamanda devletin tek ve gerçek sahibi haline getirmiştir.
Devlet yönetimini kişilerin, ailelerin, bir zümrenin ya da sınıfın eline bırakmayan Cumhuriyet rejimi, 1923’ten beri Türk toplumunu ulus olma bilincine kavuşturmuş, bireyi yurttaş konumuna yükseltmiştir.
Tarihimizin en kapsamlı çağdaşlaşma hamlesi olan Cumhuriyet, getirdiği yenilikler ve atılımlarla Türk insanının ufkunu açmış, ekonomik, sosyal ve siyasal hayatımıza ışık tutmuş, çağ atlatmıştır.
Cumhuriyet, ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ve bedelini kanıyla, canıyla ödeyen bu vatanın evlatlarının yaktığı bir meşaledir.
Cumhuriyet, Türklüğün adını ve varlığını tüm dünyaya haykırmaktır.
Aydınlığın, bilimin, devrimlerin, kalkınmanın, liyakatı, demokrasinin, eşitliğin, adaletin, hukukun, barışın, özgürlüğün adıdır, teminatıdır cumhuriyet!
Atatürk’ün de dediği gibi, Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun idare şeklidir, cumhuriyet.
Bugün bu topraklarda hür ve barış içinde yaşayabiliyorsak bunu cumhuriyete borçluyuz.
Bugün eğitimde, iş dünyasında, siyasette, sosyal hayatta kadınların imzasını görebiliyorsak cumhuriyetin eseridir bu…
Seçme, seçilme hakkımız var diyebiliyorsak cumhuriyete borçluyuz.
Bilimde, fende, teknolojide, sanatta başardığımız ne varsa, cumhuriyetin imzasıdır…
Çocukları korumaktır cumhuriyet, kız çocuklarını okutmaktır…
Özgürlüğümüzü, yaşam kalitemizi, haklarımızı, umutlarımızı borçluyuz cumhuriyete…
Bu borcumuzu ancak cumhuriyete sahip çıkarak, sadakat duyarak ödeyebiliriz.
Cumhuriyeti korumak ve yaşatmak kendimizi koruyup, yaşatmaktır.
Bu yüzden cumhuriyet, bize miras değil bir emanettir. Onu yaşatmak ve yüceltmek hepimizin görevidir.
Aklınızdan hiçbir zaman çıkarmamalıyız ki bu vatan hiç kolay kurtarılmadı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kolay kurulmadı.
Hepimize düşen en önemli görev; Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunmak, Atatürk ilke ve inkılaplarını koruyup kollamak, iç ve dış tehditlere karşı hep duyarlı ve uyanık olmaktır.
Ve Atamızın ‘’Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır ’’ sözünü yere düşürmemektir.
Ve de Ata’mızın bir asır öncesinden bize ulaşan;
“Yurttaşlarım ve Arkadaşlar! Çok söz, uzun söz sadece bir şey için söylenir: Gerçeği anlamayanlara gerçeği getirmek için. Ben bu zamanı geçirdim. Şimdi sözden çok iş yapma vaktidir. Artık benim için, hepimiz için çok söz söylemenin gereksiz olduğu kanısındayım. Bundan sonra bizim için çalışmak, kalkınmak, yürümek ve ilerlemek gerekmektedir.” seslenişini her daim işitmek, anlamak ve gösterilen yolu takip etmektir.
Ey Türk’ün Atası, bizler, Cumhuriyetin yılmaz bekçileri olarak;
Açtığın yolda, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğimize ant içeriz.
Şartlar ne olursa olsun Türk istiklal ve cumhuriyetini korumak ve kurtarmak için muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.
Varlığımız Türk varlığına ve Türkiye Cumhuriyeti’ne armağan olsun.
Cumhuriyetimizin 101.yaşı ve bayramımız kutlu olsun. Yüz yıllık ulu çınarımız Cumhuriyet’imizin gölgesinde nice yüzyıllara…
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti, dalgalansın ay yıldızlı bayrağımız…
Ve rahmet olsun bizleri cumhuriyetle uyandıranlara…
Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve toprağa düşen tüm şehitlerimize…
Kadriye Demirel
Eğitimci Yazar