SOSYAL MEDYA İLM-İ HÂLİ DE BİLMEK LAZIM

Yayınlama: 14.11.2022
A+
A-

İlm-i hâl “davranış bilgisi” anlamına gelir. Daha çok, temel dinî bilgileri ihtiva eden el kitaplarının genel bir adı olarak biliriz. Başka hiçbir kitap olmayan köy evlerinde bile Kuran-ı Kerim’den sonra bir de İlm-i hâl kitabı bulunurdu. Gelinlik kızların ilk çeyizi Kur’an-ı Kerim olur ve çeyiz yazılırken listenin başına ilk önce Kur’an-ı Kerim yazılırdı. İlm-i hâl denince genellikle “Mızraklı İlm-i Hâl” olarak bilinen dini kitaplar ile “Mızraksız İlmi Hal” adlı roman hatıra gelir. Lakin bunların hiçbiri bugünkü mevzumuz değil. Konumuz; “Sosyal medya ilm-i hâli”. Dinî hayatın gereklerinin en az yerine getirildiği, din-ahlak-örf-gelenek dışı hayatın en etkili olduğu mecra olan sosyal medyaya ve Müslüman gençlerin bu alandaki davranışlarının nasıl olması gerektiği hususunda yazılmış bir kitap temelinde bazı bilgiler paylaşacağım.

Balıklama daldığımız sosyal medyada davranış ölçülerine, sosyal medyanın ilmihaline dair, MGV Yayınları’ndan çıkan Abdülaziz Kıranşal’ın “Sosyal Medya İlmihali” adlı bir kitabı bulunmakta. Biz de bu konuya dair bir şeyler yazmak istediğimizde, sosyal medyanın ünlülerinden Cem Yılmaz’ın “gerçi burada çizilmişi var” esprisinde olduğu gibi, “burada yazılmışı var” dedik ve yazarın çok kıymetli tespitlerinden bazılarını paylaşmayı uygun bulduk.

Medya; sadece medya, sadece bir haberleşme, bilgilenme, eğlence, dinlence aracı değil elbette. Geçmiş yılardaki bir yazımızda “işgal kuvvetlerinin başaramadığını, medyanın başardığını” yazmıştık. Kıranşal da bu bilinçle; “… Tarihi süreç içerisinde özellikle haçlı seferleri ile İslam dünyası üzerindeki emellerine ulaşamayan Batı, kitle iletişim araçlarının gelişmesi, İnternet ve sosyal medya ile birlikte modern haçlı seferlerini kültür emperyalizmi üzerinden sürdürmektedir. …Kültür emperyalizmi; tanka, topa, tüfeğe başvurmadan bir toplumu içten içe, sessiz ve sedasız sömürme faaliyetidir. Bunu yapabilmenin başlıca yolu; o toplumun medyasını, kitle iletişim araçlarını kontrol ederek kendi kültür ve değerlerinden koparıp batılı değerlere bağlamaktır” diyor.(s:135)

Hatta “Bugün küresel emperyalist sömürü sisteminin tüm dünyayı tek din, tek kültür, tek devlet olarak yönetebilme projeleri doğrultusunda internet büyük hizmetler sunmaktadır. Dünyaya Batı kültürünün ihracı, bilgi ağlarının kontrolü ve denetimi, kitleleri ve toplumları kontrol etme, istenildiğinde büyük halk isyanları çıkarma gibi birçok Siyonist ve emperyalist hedeflerin gerçekleşmesi de internet ve sosyal medya büyük rol oynamıştır.”(s:20) İnternetle birlikte dünya gündemi çok rahatlıkla belli bir merkezden yönlendirebilecek bir durumdadır. İnternet ve sosyal medya platformları günümüzde büyük askeri silahlardan daha tehlikeli hale gelmiştir. Bugün; sosyal medya gündemini yalan haberlerle kilitleyip çıkarılacak büyük halk isyanları ile kitle imha silahlarının bile yapamayacağı etkileri yapmak mümkündür. (s:46)

Bu ahvalde, Müslümanların sosyal medya tavrı ne olmalı sorusuna cevap mahiyetinde Kıranşal; “…bir Müslüman internet ve sosyal medyaya ciddi külfetleri olan büyük bir nimet olarak bakmalıdır…” diyor.(s:33) Beğen tuşuna tıklayarak yaptığımız her beğeni onaylamak demektir. Sosyal medyada neyi ve kimi onayladığımız, dikkat etmemiz gereken en önemli husustur. Normal hayatta beş kuruş etmeyen insanlar bazen sosyal medyada milyonların sevgilisi olabilir. Bizim derdimiz milyonların değil, Allah’ın beğenisini kazanmaktır. Aslında insan sosyal medya ile kendi amel defterinin küçük bir kopyasını da tutmaktadır, diyebiliriz… Unutmayalım, kıyamet günü belki gerçek âlemde yapıp ettiklerimizden daha fazla sanal âlemdeki hayatımız başımıza bela olabilir… (s:36)Normal hayatta hakkına girdiğimiz bir kimseyi bulup helalleşmek belki mümkündür. Ancak sosyal medya aracılığıyla hakkına girdiğimiz binlerce insanı bulmak imkânsız gibidir, (s:94)

Çok sık yapılan bir yanlışlardan biri de kaynak bildirmeden ya da başkasına ait bir bilgiyi irtihal etmek. “…Başka birinin yazdığı bir sözü kendine mal etmek ahlaken düşük karakterli olmaktır. Bu sözü alıp altına kendi ismini yazman veya kendi sözünmüş gibi paylaşıp sosyal medya platformlarında itibar elde etmeye çalışman internetin seni ne hale getirdiğini görmen için iyi bir fırsattır. Sanal âlemde bile itibarın başkalarının sözleriyle artıyorsa karakterin konusunda ciddi ciddi düşünmen gerektir. (s:124)


…Din adamları, hocalar, ilim adamları ve muttaki şahsiyetler kesinlikle mizah konusu yapılmamalıdır. Bu tür paylaşımlar kesinlikle beğenilmemeli ve paylaşılmamalıdır. (s:57) …Günümüzde Müslümanlık kalitesi namaz, oruç, hac gibi ibadetlerin yanında internetle baş başa kaldığı zaman gösterdiğimiz tavırla da yakından ilişkilidir. …Bizi yanlış yollara ve sapkınlığa çağıran internet dalgalarının karşısında, “Ben Allah’tan korkarım” diyebilmek büyük ve çetin bir iştir. Bu iş ancak çağın Yusuflarının ve Meryemlerinin harcıdır.(s:44) Hele hele İslam’ı yaşama derdinde bir genç isek, şeytan bize internet ve sosyal medya üzerinden en uzman ve profesyonel adamlarını yollayacaktır. …Düşün ki Efendimiz bir gün ziyaretine gelse; O’na hayatının her anını açabilir misin? O’nu arkadaşlarınla tanıştırabilir misin? İzlediğin televizyon kanallarını O’na da izletebilir misin? (s:45)

Yani, “günlük hayatta kadın ve erkek arasındaki İslami ölçüler neyse internet ve sosyal medya platformlarında da aynı ölçüler geçerlidir. İslam’ın kadın erkek ilişkileri açısından koyduğu hiçbir ölçü internet nedeniyle değiştirilemez. Günlük hayatta ne haram ise İnternette de o haramdır.(s:124)

Bugün İslam toplumu, tüm bu günah ve sapkınlıkları filtreleyebilecek, teknolojik keşifler yapacak mü’min gençleri beklemektedir.(s:91)

Yazacak, aktaracak çok şey var. Fakat yedi yüz kelimeden fazlası okunmuyor. En iyisi siz kitabı okuyun, okutun…

Web Banner
        Es-selam.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.