iPhone’un yeni modeli, fiziksel SIM kartların geleceğini tartışmaya açtı. Sadece eSIM ile çalışan iPhone Air, batarya ömrünü uzatarak kullanıcıya somut bir avantaj sunarken, uzmanlar bu durumun diğer operatörleri ve üreticileri de eSIM teknolojisine geçmeye zorlayacağını belirtiyor.
Apple’ın yeni tanıttığı ultra ince iPhone Air modeli, Çin de dahil olmak üzere tüm dünyada yalnızca eSIM desteği sunan ilk akıllı telefon oldu. Bu hamle, fiziksel SIM kartların sonunun başlangıcı olarak değerlendiriliyor ve akıllı telefon sektöründe yeni bir dönemi işaret ediyor. China Unicom’un bu kararla birlikte Çin’de ilk kez eSIM hizmeti sunmaya başlaması, Apple’ın pazar üzerindeki gücünü de ortaya koyuyor.
NTV’nin haberine göre, ilk SIM kartın 1991 yılında kredi kartı boyutunda üretilmesinden bu yana, fiziksel SIM teknolojisi mini, micro ve nano SIM formatlarıyla sürekli küçülerek gelişti. Ancak on yılı aşkın süredir standart olan nano SIM’in yerini artık eSIM’e bırakması bekleniyor.
BBC’ye konuşan CCS Insight analisti Kester Mann, Apple’ın bu adımını “fiziksel SIM kartın sonunun başlangıcı” olarak yorumladı. Samsung ve Google gibi diğer büyük üreticiler de eSIM’i bir seçenek olarak sunsa da, henüz Apple gibi tamamen fiziksel SIM kart girişini kaldırmış değiller. Ancak uzmanlar, küresel yönün belli olduğunu ve eSIM’in gelecekte akıllı telefonların standart özelliği olacağını düşünüyor. CCS Insight’ın tahminlerine göre, 2030 yılına kadar dünyada eSIM destekli akıllı telefon kullanıcı sayısı 3,1 milyara ulaşacak.
eSIM, fiziksel bir kart yerine telefonun içine gömülü bir çip teknolojisi. Bu sayede kullanıcılar seyahat ederken kolayca hat ekleyebiliyor, operatör değiştirebiliyor ve aynı cihazda birden fazla hattı (çoğu cihaz sekize kadar) depolayabiliyor. Bu da esneklik ve kolaylık sağlıyor. Apple, iPhone 17 Pro modelinde “yalnızca eSIM” tasarımının sağladığı alan avantajıyla daha büyük bir batarya kullanarak video oynatma süresini iki saat uzattı. Bu durum, eSIM’in tüketicilere doğrudan sağladığı ilk somut faydalardan biri olarak öne çıkıyor.
Ancak eSIM’in de bazı dezavantajları bulunuyor. Eskiye göre daha kolay aktarılabilse de, fiziksel SIM gibi cihazlar arasında anında takılıp çıkarılamıyor. Ayrıca, telefonun bozulması durumunda SIM’i başka bir cihaza takma imkanı da ortadan kalkıyor.
eSIM, fiziksel SIM’e göre daha modern ve şifreleme tabanlı bir güvenlik sunuyor. Telefon çalındığında SIM’in sökülüp başka bir cihaza takılması mümkün olmadığından, cihazın kötü niyetli kullanımı engelleniyor. Ancak uzmanlar, bu sistemde operatörlerin altyapı güvenliğinin kritik önem taşıdığını vurguluyor. Operatörler üzerinden kimlik hırsızlığı gibi yöntemlerle dolandırıcılık riski hâlâ bulunuyor.
iPhone 17 Air’in Türkiye’ye de yalnızca eSIM ile geleceği belirtilirken, bu teknoloji yakın zamanda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) bazı yabancı eSIM sağlayıcılarına erişim engeli getirmesiyle gündeme gelmişti. Yetkililer, bu engellemenin yerel operatörleri teşvik etme ve ilgili firmaların lisanssız faaliyetlerinin güvenlik riskleri taşıması nedeniyle yapıldığını açıklamıştı.