Anayasa Mahkemesi (AYM), vejetaryen hükümlünün, beslenme şartlarının sağlanmaması nedeniyle infaz hakimliğine yaptığı başvurunun yeterli gerekçe gösterilmeden reddedilmesini “etkili başvuru hakkının ihlali” saydı ve başvurucuya 20 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan karara göre, 32 aydır cezaevinde bulunan M.S, “vejetaryen olduğu için et ve et ürünlerini tüketemediğini, kurum doktorunun bu yöndeki raporuna rağmen talebinin karşılanmadığını” belirterek, vejetaryen beslenme talebinin karşılanması, aksi halde “ev hapsine” alınması talebiyle infaz hakimliğine başvurdu.
Başvuruyu sadece “konutta infaz talebi” olarak değerlendiren hakimlik, M.S’nin talebini “ev hapsi” şartlarını taşımadığı gerekçesiyle reddetti. M.S, vejetaryen olmasının hakimlikçe değerlendirilmediğini ileri sürerek, karara itiraz etti.
Yaptığı itiraz Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesince reddedilen M.S, “hak ihlali” iddiasıyla AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.
Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, Anayasa’nın 17. maddesinde düzenlenen maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkıyla bağlantılı olarak, Anayasa’nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine hükmetti. AYM ayrıca, başvurucu M.S’ye 20 bin lira manevi tazminat ödenmesini kararlaştırdı.
AYM’nin kararında, hükümlülerin beslenmesine ilişkin yasal düzenlemelerin bulunduğu, bu düzenlemenin maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının öngördüğü pozitif yükümlülüklerin gereği olduğu kaydedildi.
Kişilerin bu ve buna ilişkin taleplerinin, “beslenme şekline uygun olanakların sağlanması ve taleplerin ise özenli şekilde değerlendirilmesini” içerdiği belirtilen kararda, başvurucunun vejetaryen olduğu için talepte bulunduğu ancak yargı makamlarınca bu konunun değerlendirilmeden hüküm verildiği bildirildi.
M.S’nin beslenmesine ilişkin talebinin “yeterli gerekçe içeren bir karar verilmeden” reddedildiği vurgulanan kararda, şu ifadelere yer verildi:
“Başvurucuya, maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı kapsamında olduğunu ileri sürdüğü müdahalenin ortadan kaldırılması talebiyle başvurabileceği ve asgari güvenceleri içeren, pratikte de işleyen etkili bir hukuk yolunun sunulmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan gerekçelerle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.”