Atanamayan Öğretmen Kalmasın!

Çağ nüfusu giderek düşüyor. Köy okullarını kapatan göç dalgası, köylerden sonra ilçe merkezlerini de tehdit ediyor. Başarılı okulların kayıt alanlarına doğru yönelen sanal göçün önüne geçilemiyor. Proje-protokol lise, yabancı dil ağırlıklı ortaokul gibi uygulamalar, okulların normlarını dalgalandırıyor.

Görevdeki öğretmenlerin ülke geneline dağılımında bir sistem kurulamadı. Kimsecikler eğitim fakültelerine, daha mezunlarınız atanamazken neden hala formasyon belgesi satıyorsunuz diyemedi. Uygulamalı eğitim eksikliği ayyuka çıkmışken, uzaktan eğitimle öğretmen mi yetiştirilir diye sormak kimsenin aklına gelmedi.

Öğretmene ihtiyaç azalırken mezun sayısı katlandı. Üç yıl önce bir kalemde kırk beş bin atama yapılırken bazı branşlarda öğretmenler atandığı gün norm fazlası oldu. Haftalık ders çizelgeleri, üzerinde özenle çalışılmış bir sistemin gereği olarak değil dönemsel uygulamalarla sürekli dalgalandırıldı.

Sonunda yolun sonu göründü ve kontenjan meydan kavgası iyice kızıştı. Dengesiz ve yetersiz kontenjandan daha yüksek pay alabilmek için verilen mücadeleye; mülakat mağdurları, alan değişikliği bekleyenler, engelli adaylar, memur öğretmenler, 28 Şubat gazileri ve mezun yüzbinler dahil oldu.

Bu saydığımız grupların içinde sadece bir grup var ki durumları diğerlerinden çok farklı; mülakat mağdurları. Sınav puanıyla kontenjan içindeyken, birçok talihsiz uygulama sonucu bir anda kendilerini büyük bir travmanın içinde buldular. Herkesin çok iyi bilmesi lazım ki bu grubun mücadelesi, çok kontenjan verilsin, biz de atanalım mücadelesi değil, hakkımız yendi, telafi edin mücadelesidir.

Şimdi ne yapılmalıdır? Her şeyden önce bir devlet ciddiyeti ile sağlıklı bir planlama yapılmalı, oluşan kontenjandan bütün gruplar önceden ilan edilmiş bir formülle yararlandırılmalıdır. Kimse bana, bizim branşa haksızlık yapıldı duygusu yaşamamalıdır. Mülakat mağdurları ve son atamada çok az atama yapılan branşlar öncelikle çözüme kavuşturulmalıdır.

Öğretmen atamaları, son iki yıldır kamuoyunu melgul ettiği kadar daha önce hiç meşgul etmemiştir. Özellikle mülakat mağdurları üzerinden yürütülen kampanya ile eğitimde yapılan birçok önemli çalışma gölgede kalmıştır. Bu can sıkan süreçte Milli Eğitim Akademisi, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ve bu modele bağlı kademeler arasındaki geçiş sistemini tartışma ve olgunlaştırma şansımız heba edilmiştir.

Öğretmen yetiştirme ve atama süreci bu kadar kırılgan, sayısal veriler ve gidişat bu kadar açık seçik ortadayken, “atanamayan öğretmen kalmasın” diyebilen metin yazarına, herkesten önce atama bekleyen yüzbinler inanmamıştır. Tam da böyle diyerek bu işi bu hale getirdik, ancak ne yazık ki hala derdimizi anlatabilmiş değiliz. Popülizm, hamaset, siyaset birbirine girmiş, yine yazık olacak bizim gençlere, emeklerine, ailelerine ve geleceğimize.

Talat YAVUZ
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.